21 Ocak 2009 Çarşamba

TURK-ALMAN DOSTLUGUNA LOGO


Bu da benden olsun. Geçen sene Alman öğrenciler ile Frankfurt Kitap Fuarı için yaptığımız bir haftalık çalışmanın sonucu. Kendi çalışmamı ekledim, diğer arkadaşlarımın yaptıklarına da bakayım bulursam onları da eklerim.





Almanya'da yaşayan ve aynı zamanda tanınmış mizah dergisi Don Quichotte'un genel yayın yönetmeni olan karikatür ve grafik sanatçısı Erdoğan Karayel, Türk-Alman dostluğu çerçevesinde bir amblem-logo tasarladı. Berlin Büyükelçisi Ahmet Acet'in bizzat ricasıyla böyle bir çalışmaya başlayan Karayel, bu konuda değişik alternatifler üretti. Yaptığı çalışmaların arasından "Türk çay bardağı ile Alman bira bardağının kulplarının birleşiminden oluşan çalışması seçildi.
www.ekarayel.com

18 Ocak 2009 Pazar

TUNCELİ ÜNİVERSİTESİ LOGO YARIŞMASI SONUÇLANDI

2. Selvinaz AYDIN





3. Seyit Mehmet BUCUKOĞLU


Yine yeni Üniversite, yine yarışmayla belirlenen amblemi. Bana kalırsa Üniversite gibi önemli, geleceğin beyinlerini yetiştiren bir kuruluşun amblemini bir yarışmayla belirlemek yanlıştır. Her ne kadar kendini gösterme amacında olan biz tasarımcılar için güzel bir fırsat olsa da Amblem yapmak ciddi bir süreç ve iyi bir ekibin uzmanlığında olmalıdır. En azından jürinin uzman kişilerden belirlenmesi gerekir. Geçtiğimiz günlerde ilan edilen Tunceli Üniversitesi Logo yarışmasına eleştirilerime rağmen ben de katıldım. Yarışma olunca insan kendini tutamıyor napıyım:))
Kazananlar açıklanınca ismimi göremediğimde üzülmeme rağmen 1. seçilen çalışmanın uzman ve yetenekli bir tasarımcıdan çıkması beni mutlu etti.
Yarışma sonucunda birinciliği “TUNCESKİ” rumuzuyla katılan Cemalettin YILDIZ; ikinciliği “ASUDESİN” rumuzuyla yarışmaya katılan Selvinaz AYDIN ve üçüncülüğü ise “BUMEHSEY” rumuzuyla katılan Seyit Mehmet BUCUKOĞLU kazanmıştır.

Kazananları tebrik ediyor yeni Üniversitemizin vatana millete hayırlı olmasını diliyorum.

12 Ocak 2009 Pazartesi

MODA MI DESEM, TAKINTI MI?

Gün geçmiyor ki Grafik dünyasına yeni bir tarz eklenmesin, aynı şeyler karşıma çıkmasın. Senelerdir sürekli birşeyler moda oluyor, çok seviliyor. Son zamanlarda her taşın atından çıkan, internetten indirip örneklerini aşağıya koyduğum 3 boyutlu yazılar buna en güzel örnek olur herhalde (yapan cok güzel yapmış bu arada). Parlak renkler, gölgeler, geçişler, kabartılar ve zemine atılan ışıltılı arkaplan. Valla ben çok beğeniyorum hatta bazılarını masaüstü deseni yaptım. Ama şu sıralar galiba kabak tadı veriyor. Anlamlı yada anlamsız çoğu projede kullanılıyor. Bakalım yeni moda ne olacak:)))






6 Ocak 2009 Salı

Benden biseyler














4 Ocak 2009 Pazar

Ne Yaptığınızın Farkında Mısınız?

Aşağıdaki yazı, Ankara'da doğalgaz sızıntısı sonucu yaşamını yitiren yedi genç için yapılan habere olan ortak bir tepkidir. Katılıyorsanız yazıyı kopyalayıp blogunuzda yayınlayabilirsiniz

Vakit Gazetesi'ne...

Haberciliğin Yansızlık, Duyarlılık ve Etiklik ilkelerini, her şeye rağmen gazeteci kimliğiniz olduğunu düşünerek size öğretmek niyetinde ve zahmetinde değildik fakat gazetenizde yapılan haberler ve habere dayalı akla, mantığa ve vicdana sığmayan yorumlara gazeteci olamasak bile başta “İnsan” oluşumuzdan kaynaklı bir içgüdüyle tepkisiz kalamadık ve bu ilkeleri size büyük bir şiddetle hatırlatmaya karar verdik.

Ankara’da doğalgaz yüzünden ölen yedi genç ile ilgili “İsrail'in Gazze’ye yönelik katliamına rağmen yılbaşını kutlayan duyarsız çevreler, çeşitli rezaletlerin yanı sıra facialara da sebep oldu” ile başlayıp devam eden haber metninizin hangi habercilik anlayışı, ilkesi ve duyarlılığı ile yazıldığını merak ediyoruz. Yaşları 19 ile 23 arasında değişen, hayatlarının baharında yedi gencin doğalgazdan zehirlenerek ölmelerini, alkole, uyuşturucuya, ahlaksızlığa, Filistin’e bağlamanız akıl alır bir şey değil ve hiçbir şekilde dine ya da insanlığa sığmıyor.

Kimse Filistin’de çocuklar ölüyor diye sevinmiyor. Hiç kimse Kuran kursu yıkılıp da altında can veren çocuklara sevinmiyor. Kimse depremde ölen binlerce cana sevinmiyor. Yılbaşı kutlaması ya da değil, alkollü ya da değil, hatta inançsız ya da değil, hiç kimse böyle bir ölümü hak etmez. Dindar geçinen bir gazetenin, inandığı din uğruna bunu söyleyebilmesini beklerdik. Ama siz yaptığınız haber ve yorumlarla, resmen "ölümü hak ettiler, kendi suçları" demeye getiriyorsunuz ve işin esas sorumlularının aranmasına engel oluyor, olaydaki ihmalin göz ardı edilmesine sebep oluyorsunuz.

Ne yaptığınızın farkında mısınız?

O çocukların kim olduğu ve ne yaptığı bilinmez. Önemli de değil, ölüm sebepleri bunlara bağlı değil çünkü. Doğalgaz sızıntısı sizi de uykunuzda yakalayabilir. Ne olursa olsun, ölüm “yaşasın, hak ettiler” denecek bir şey değildir. Bunu demek katillere icazet vermektir. Size göre alkol alan birinin, açık giyinen birinin, kızlı erkekli aynı evde bulunan birinin, bir katilden, bir tecavüzcüden daha ahlaksız olması ne kadar acı.

Sizi, acı bir olay sonucu vefat etmiş yedi genç arkasından geride kalan yakınlarını ve ailelerinin neler hissedebileceğini de düşünemeyerek her türlü akla, mantığa ve vicdana sığmayan yorum içerikli bu haber yüzünden ne çeşit tepkiler alabileceğiniz konusunda bir örnekle defalarca düşünmeye davet ediyor, yedi genç ve aileleri gıyabında şiddetle kınıyor ve bir an önce bir özür metni yayınlamanızı bekliyoruz. Özür dileyeceğinizi umuyoruz çünkü o ailelere bir özür borçlusunuz, bu ülkeye bir özür borçlusunuz.

Ölenlerin her ne olursa olsun, insan olduğunu hatırlamanız ve bu tip bir acıyı bir gün sizlerin de yaşamamanız dileğiyle... Dikkat edin, "yaşamamanız" diyoruz çünkü biz iyiyiz, biz insanız, biz kimse ölsün, evlat acısı yaşasın istemiyoruz!!!

Bir grup iyi “İNSAN”